Arşiv | 4:05 pm

Alb. Çillioğlu’nu Ölüme Götüren 34 İsim?

12 Tem

Şüpheli bir uçak kazası sonrasında hayatını kaybeden Jandarma Eski Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in ekibinde yer alan ve 3 Şubat 1994’te intihar ettiği ileri sürülen Albay Kazım Çillioğlu olayına ilişkin önemli bir ayrıntıya ulaşıldı.

Bir süre önce yeniden başlatılan soruşturma çerçevesinde otopsi için mezarı açılan Çillioğlu’nun, Org. Bitlis’in “mutlaka tasfiye edilmeliler” diye dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a sunduğu 16’sı subay toplam 34 devlet görevlisinin ismini bildiği ortaya çıktı.

Ölümünden bir süre önce Cumhurbaşkanı Özal’a terör örgütü PKK sorunu konusunda bir mektup yazan Org. Bitlis’in bazı devlet görevlilerinin mutlaka tasfiye edilmesi gerektiği ortaya çıkmıştı. Dönemin önemli tanıklarının iddiasına göre Bitlis’in tasfiye edilmesini istediği kişilerden bazıları bugün Ergenekon ve Balyoz tutuklusu olarak Hasdal cezaevinde bulunuyor. Bu isimlere örnek olarak Hasdal’da tutuklu Tümgeneral Ahmet Yavuz, Tuğgeneral Levent Ersöz ve Albay Levent Göktaş’tan söz ediliyor. Yine listedeki bir başka isim olan Korgeneral Selahattin Uğurlu’nun da 1992-1993 arasında faili meçhul olaylara karıştığı ileri sürülüyor. Uğurlu’nun 1996’da da albay rütbesinde iken Şırnak’ın Güçlükonak ilçesindeki 11 korucunun ölüm emrini verdiği iddia edilmişti. Listede ismi yer alan ve bir dönem Özel Kuvvetler Komutan Yardımcılığı görevinde bulunan emekli Tuğgeneral Nevzat Bekaroğlu’nun da 1992-1994 yıllarında faali meçhul olayların emrini verdiği ileri sürüldü.

KURU İLE TARTIŞMA
Eşref Bitlis’in listesinde yer alan isimlerden Tuğgeneral İsmail Kuru ile Kazım Çillioğlu’nun ölümünden bir süre önce sert bir şekilde tartıştığı belirtildi. Buna göre Çillioğlu, terörle mücadele “kontrgerilla” yöntemlerini tercih ettiği, faili meçhul olaylara neden olduğu gerekçesiyle Tunceli Bölge Komutanı Tuğgeneral İsmail Kuru ile tartıştı. Çillioğlu, Kuru’yu terör örgütü PKK’dan bazı isimlere bilgi aktarımı yaptığı gerekçesiyle de suçladı. Org. Eşref Bitlis, terörle mücadelede yanlış yöntem içinde bulunduğunu belirttiği bu isimlerin durumlarını Özal’a, “Halk yanlış yönetim ile terör arasında sıkışmış. Bunu istismar edenler bertaraf edilmelidir” sözleriyle dile getirdi. Bu uyarı sonrasında öncelikli olarak bazı isimlerin görev yerleri değiştirilirken asıl tasarrufun YAŞ’a bırakılması benimsendi. Ancak 17 Şubat’ta Bitlis şüpheli bir uçak kazası, 17 Nisan 1993’de de Özal ani bir kalp krizi sonucu hayatını kaybedince bu plan rafa kalktı. Eşref Bitlis’in “tasfiye edilmelidir” dediği listeyi yakın ekibinden Albay Kazim Çillioğlu’nun yanı sıra hepsi de şüpheli ölümle hayatını kaybeden Tuğgeneral Temel Cingöz, Tuğgeneral İsmet Yediyıldız ve Albay Rıdvan Özden’le de paylaştığı belirtildi. Bu arada Bitlis’in ölümünden tam bir yıl sonra hayatını kaybeden Albay Çillioğlu’nun Eşref Bitlis’in ölümüne neden olan şüpheli uçak kazasına ilişkin önemli bilgilere ulaştığı da belirtildi. İddiaya göre Çillioğlu, Bitlis’in “tasfiye edilmesi gerekir” dediği bazı isimlerle kaza arasında ciddi bir bağlantı bulunuyor.

ÇİLLİOĞLU’NUN MEZARI AİLESİNİN İSTEĞİYLE AÇILDI
Tunceli’de 1994 yılında intihar ettiği öne sürülen Albay Çillioğlu’nun soruşturması yapılarak kapatılan dosyası, oğlu Gökhan Çillioğlu’nun isteği üzerine yeniden açıldı. 2010 yılı sonunda yapılan Anayasa değişikliği çerçevesinde dosyanın yeniden açılmasını talep eden Gökhan Çillioğlu’nun talebi üzerine Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. İlk etapta oğul Çillioğlu’nun ifadesine başvuruldu. Daha sonra da Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Özden Doğan’ın talebi üzerine Çillioğlu’nun mezarı açılmış, Çillioğlu’nun kürek kemiğinde delik ve iki kaburga kemiğinde kırık tespit edilmişti.

http://www.aktifhaber.com/mobi/news_detail.php?id=466896

Sabah

Evrimci profesöre internet yasağı kalktı

12 Tem

Ünlü evrimci biyolog Richard Dawkins’in internet sitesine iki yıldır uygulanan erişim engeli mahkemece kaldırıldı.

Dünyaca ünlü etolog, evrimci biyolog ve yazar Prof. Richard Dawkins’e ait internet sitesine Türkiye’de uygulanan erişim engeli kalktı. Yaklaşık 2 yıldır kapalı bulunan site, neredeyse ikinci yılın tamamını kaplayan dava süreci sonunda mahkemece ‘sakıncalı’ görülmeyip erişme açıldı.

Milyonlarca kişinin ziyaret ettiği en kapsamlı bilim ve tartışma sitelerinden olan http://richarddawkins.net/ Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir kararı ile 03.09.2008 (Değişik İş 2008/199 sayılı ihtiyati tedbir kararı) tarihinde erişime kapatılmıştı. Erişim engelleme kararının nedeni, Harun Yahya ismiyle yayınlar yapan Adnan Oktar’ın Prof. Dawkins’in sitesi aracılığıyla kendisine hakaret edildiği iddiasında bulunmasıydı.

Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Özgür Uçkan’ın FriendFeed’de bildirdiğine göre, her ne kadar iddia konusu ifadeler Prof. Dawkins’e ait değilse de, bu tedbir kararı sonrasında davacı Adnan Oktar tarafından Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Richard Dawkins sitesinin hazırlayıcılarına karşı bir hakaret davası açılmıştı.

Site iki yılı aşkın bir süre erişime kapalı kaldıktan sonra dava, 11.11.2010 tarihinde görülmeye başlandı ve 30.06.2011 tarihinde 4. Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesi dava ile ilgili kararını verdi. Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz dahil bir grup hukukçunun yasal girişimleri sonucunda hakaret davası Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedilerek web sitesinin üzerindeki tedbir kararı kaldırıldı.

Temyiz yolu açık olduğundan karar kesinleşmemekle birlikte bu karar sonrasında site üzerindeki tedbir kalkacak ve siteye engel olmaksızın ulaşılabilecek. Kararda, siteye girerek yorum yapan üçüncü şahıslara ait içeriklerden Richard Dawkins sitesinin sorumlu olmadığı ve internet yoluyla hakaret davalarında izlenmesi gereken yolun 5651 Sayılı Kanun’un 5 ve 9. Maddeleri olduğu belirtiliyor.

DAWKINS’TEN TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR

Bu arada Richarddawkins.net’e uygulanan yasağın kaldırılması, sitenin ana sayfasında da duyuruldu. “Artık Türkiye’de yasaklı değil” başlığıyla verilen haberin spotunda “RichardDawkins.Net’e Türkiye’de uygulanan yasağın, hemen uygulanmaya başlanmak üzere, kaldırılmış olduğunu bildirmekten mutluluk duyuyoruz” denildi.

Yazıda siteye erişim engelinin, Harun Yahya takma ismiyle yazan Adnan Oktar’ın bir Türk mahkemesine başvurarak sitedeki bir okuyucu yorumunun kendisini aşağıladığını iddia etmesinden sonra konulduğu belirtilerek “Ancak sitemize o konuda ne bir resmi şikayet gelmiş ne de mahkemede aleyhimize bir dava açıldığını bize resmen bildirilmişti” denildi.

Yazı şöyle devam ediyor: “Yasağın kaldıırlmasına çalışmak oldukça uzun ve çetin bir işti. Safımızda bize destek olan bir grup Türk avukata yoğun çabaları için en kalpten teşekkürlerimizi sunarız.

“Bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de tüm mahkeme kararları temyize götürülüyor. Dolayısıyla yargıcın kararının geri çevrilip çevrilmeyeceği konusunda henüz kesin konuşamayız. Yine de her türlü yasaklamaya karşı kendimizi savunmaya devam edeceğiz.

“Son olarak Türkiye’deki hukuk ekibimize ve okuyucularımıza kocaman ve yürekten bir TEŞEKKÜRLER. TEKRAR HOŞGELDİNİZ.”

http://www.gazeteciler.com/gundem/evrimci-profesore-internet-yasagi-kalkti-37750h.html

Okul kantinlerinde artık kola yok ayran var

12 Tem

Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıkları kantinlerde hamburger, kola gibi ürünlerin satılmasını yasakladı.

Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2011-2012 eğitim ve öğretim yılında, okul kantin işletmecileri ve 16 milyon öğrenciyi yakından ilgilendiren yeni bir uygulamayı devreye sokuyor.

AMAÇ OBEZİTEYİ ENGELLEMEK

Okullarda obeziteyi engellemek ve öğrencileri bilinçli beslenmeye teşvik etmek için, iki bakanlığın yapacağı ortak uygulama kapsamında, okul kantinlerindeki hamburger tipi fast food gıda, kolalı içecek, hazır meyve suları, enerji içecekleri, kızartma ve cips tipi ürünler öğrencilere satılmayacak. Bunun yerine ayran, ayran, yoğurt, meyve satışı zorunlu hale gelecek.

UYARILARI DİKKATE ALMAYANLARIN ANLAŞMALARI FESHEDİLECEK

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr.Seraceddin Çom, Radikal’e yaptığı açıklamada, uygulamayla ilgili şu bilgileri verdi:

“Sağlık Bakanlığı, öğrencilerin yaş ve aktivitelerine uygun mönü örneklerini hazırlayarak MEB’e iletti Önümüzdeki eğitim yılı boyunca çocuklar bu mönülere uygun şekilde beslenecek. 2012 ocak ayından itibaren, Türkiye’deki tüm kantinlerde süt, ayran, yoğurt, taze meyve suyu ve taneyle meyve satışı yapılması zorunlu hale getirilecek. Kantinlerde sıkı bir denetim başlatacağız. Ekipler şimdiden hazır. Uyarıları ve denetimleri dikkate almayan kantin işletmecilerinin anlaşmaları feshedilecek.”

KAMPANYA YAPILACAK

Sağlık Bakanlığı ve MEB işbirliğiyle 2010 yılı sonunda, ‘Beslenme Dostu Okul’ projesini başlattıklarını anımsatan Dr. Çom, “Bu projeyle çocukların sağlıklı beslenmesine yönelik, birtakım kriterler koyduk. Türkiye genelindeki 150 okula ‘Beslenme Dostu Okul’ sertifikası verdik. Yeni eğitim döneminde projeye hız vererek devam edeceğiz” dedi.

Çom, sağlıklı beslenme konusunda bilinçlendirme çalışmalarının süreceğini, afiş, broşür, kitap, CD ve bilgilendirici çizgi filmler hazırlandığını söyledi. Öğrencilerin ilgisini çekmek ve sağlıklı beslenmeye teşvik etmek için, farklı yöntemleri de deneyeceklerini belirten Dr. Seracettin Çom, “Öğrenciler ders gördükleri sırada kapı açılacak ve çizgi film kahramanı kostümü giymiş görevliler, onlara sağlıklı beslenmeyi anlatacak” diye konuştu

http://www.ensonhaber.com/okul-kantinlerinde-artik-kola-yok-ayran-var-2011-07-10.html

JİTEM kapatılmadı sadece donduruldu

12 Tem
Emekli Albay Arif Doğan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Genelkurmay’ın JİTEM’den haberinin olmadığı yönündeki tespitinin doğru olmadığını söyledi. JİTEM’in kurucusu olarak bilinen Doğan, “İstihbarat raporları Jandarma Genel Komutanlığı’na ‘JİTEM’ ibareli olarak geçiliyordu. Aynı raporlar Genelkurmay Başkanlığı’na da gönderiliyordu. JİTEM tasfiye edilmedi, donduruldu.” dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, “JİTEM, İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay’ın onayı olmadan Jandarma Genel Komutanlığı’nın inisiyatifiyle kuruldu.” tespiti yeni bir tartışma başlattı. JİTEM’in kurucularından Ergenekon sanığı emekli Albay Arif Doğan ile bu birimde uzun yıllar çalıştıktan sonra yurtdışına çıkan Abdulkadir Aygan’a göre bu tespitler doğru değil. “İstihbarat raporlarının Jandarma Genel Komutanlığı’na ‘JİTEM’ ibareli olarak geçiliyordu. Aynı raporlar Genelkurmay’a da gönderiliyordu.” diyen Arif Doğan, JİTEM’in 1990’da tasfiye edildiği bilgisini de yalanlıyor. Birimin faaliyetlerinin ikinci bir emre kadar dondurulduğunu söylüyor. JİTEM bünyesinde uzun yıllar çalışan Aygan ise Mart 1993 tarihli JİTEM maaş bordrolarını hatırlatıyor. “JİTEM davasını birkaç kişiyle sınırlı tutup, piyonlarla işi kapatmaya çalıyorlar.” uyarısında bulunuyor.

Ankara Cumhuriyet Baş-savcılığı’nın emekli Albay Arif Doğan’ın itirafları üzerine JİTEM’e ilişkin başlattığı soruşturma kapsamında, birimin İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı’nın onayı olmadan Jandarma Genel Komutanlığı’nın inisiyatifiyle kurulduğunun açıklanması yeni tartışmaları beraberinde getirdi. JİTEM’in kurucularından Albay Arif Doğan, bu birimde uzun yıllar çalıştıktan sonra yurtdışına çıkan Abdulkadir Aygan ile emekli bazı subaylar, Genelkurmay’ın haberi olmadan böyle bir birimin faaliyette bulunmasının mümkün olmayacağı konusunda hemfikir. Söz konusu isimlerden bazıları JİTEM’in temelinin Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) atıldığına dikkat çekiyor.

Ergenekon sanığı emekli Albay Arif Doğan, JİTEM’in kuruluşuyla ilgili bilgiler veriyor. Jandarmanın aldığı istihbaratı icraya geçirme imkanı olmadığı için birçok sorunla karşılaştıkları için yeni bir arayışa girdiklerini belirtiyor. Bunun üzerine yapılan çalışmalar sonunda Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı bünyesine JİTEM’in dahil edildiğini aktarıyor. Birimin kuruluş teklifinin Jandarma Asayiş Komutanlığı tarafından JGK’ya yapıldığını söylüyor. Onay verildikten sonra birimin geçici olarak kendisi tarafından kurulduğunu bildiren Doğan, burada iki ayrı JİTEM tanımlaması yapıyor. Bunlardan biri geçici izinle kurulan, diğeri ise bizzat kendisinin kurduğu ve terörle mücadele eden birim. Bunların talimat ve emir belgesinin arşivlerde bulmanın mümkün olduğunu ifade eden Doğan, Genelkurmay’ın gelişmelerden haberinin olduğunun üzerinde ısrarla duruyor. Doğan, şunları kaydediyor: “JGK’ya giden mesajlar aynı şekilde Genelkurmay’a da gitmiştir. Genelkurmay’ın benim kurduğum JİTEM’den, başarılarından haberi vardır. Genelkurmay’da ikinci bir emre kadar kurulan JİTEM diye biliniyordu.Ancak başarı benim kurduğum JİTEM’indi.”

İstihbarat ve operasyon raporlarının Jandarma Genel Komutanlığı’na ‘JİTEM’ ibareli olarak geçildiğini belirten Doğan, aynı raporların Genelkurmay Başkanlığı’na da gönderildiğini ifade ediyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın ikinci bir emre kadar geçici olarak kurulan JİTEM’den haberinin olduğuna dikkat çekiyor. JİTEM’in iddia edildiği gibi tasfiye edilmediğini de belirterek, birimin dondurulduğunu savundu.

TAYİNLERİ İNCELESİNLER, JİTEM’İN İZLERİNİ GÖRÜRLER

Emekli Jandarma Kurmay Binbaşı Kemal Şahin de JİTEM gibi bir birimin Genelkurmay’ın yanı sıra MGK kararı olmadan kurulamayacağına dikkat çekiyor. 1990’lı yıllarda askeri vesayetin bütün kurumların üzerinde olduğunu hatırlatan Şahin, “İçişleri Bakanlığı’nın haberi olmadan böyle bir şey yapılmış olabilir ama Genelkurmay’ın haberinin olmadığını söylemek mümkün değil.” diyor. JİTEM’in temelinin MGK ‘da atılmış olabileceğini anlatan Şahin, bu bilginin dönemin Başkanı ve güvenlik birimlerinin başında bulunan bazı isimlerin açıklamalarının satır aralarında da gizli olduğunu ifade ediyor. Eski asker, Genelkurmay’ın JİTEM’den haberinin olduğunu tespit etmenin basit bir yöntemin olduğunu anlatıyor: “Savcılar, JİTEM kuruluşundan sonraki tarihlerde Genelkurmay tarafından yapılan tayinleri incelesinler. Tayin defterinde çok sayıda subayın atama yerlerinin JİTEM olacağı görülecektir.”

Sorumlular adaletten kaçırılmak isteniyor

JİTEM bünyesinde uzun yıllar çalışan ve birim hakkında yaptığı açıklamalarla dikkat çeken Abdulkadir Aygan da Genelkurmay’ın onayı olmadan böyle bir birimin kurulmayacağını anlatıyor. Aygan, “Ne mantık kabul ediyor ne iç hizmetler kanunu ne de yasalar. Çalışma alanı tüm Türkiye olan ve geniş yetkilerle donatılmış bir birimden Genelkurmay’ın habersiz olması mümkün değil. Aksini iddia etmek saçmalıktır. Eğer JGK, Genelkurmay’a bağlı değilse bu kabul edilebilir. Ama JGK, Genelkurmay’a bağlı. JİTEM davası birkaç kişiyle sınırlı tutulmak isteniyor. Bunun için böyle bir açıklama yapıldı. Tek bir amaç var; esas sorumluların adalet önüne çıkmasını engellemektir. Birkaç piyonla işi kapatmaya çalıyorlar.” şeklinde konuşuyor.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1156786&title=jitem-kapatilmadi-sadece-donduruldu&haberSayfa=0

Deniz Feneri davasında 4 kişi tutuklandı

12 Tem
Deniz Feneri soruşturması kapsamında Eski RTÜK Başkanı Zahid Akman, Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ve Mustafa Çelik tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü Almanya’daki ”Deniz Feneri e.V.” bağlantılı soruşturma kapsamında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Zahid Akman’ın da arasında bulunduğu dört kişi tutuklandı, bir kişi serbest bırakıldı.

Şüphelilerin nöbetçi Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgusu tamamlandı.

Mahkeme, yaklaşık dört buçuk saatlik sorgunun ardından RTÜK Üyesi Zahid Akman ile Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Karahan ve Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik’in tutuklanmasına karar verdi.

Kanal 7 Finans Müdürü Erdoğan Kara ise serbest bırakıldı.

Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcıları, ”suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, ”nitelikli dolandırıcılık” ve ”sahtecilik” iddialarıyla şüphelilerin tutuklanmalarını talep etmişti.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1156903&title=deniz-feneri-davasinda-4-kisi-tutuklandi

ABD Suikast Timi Kuruyor

12 Tem

ABD’nin yeni Savunma Bakanı Leon Panetta, kurulacak suikast timleriyle üç ülkede El-Kaide bahanesiyle yeni operasyonlara hazırlandığını söyledi. The Newyork Times gazetesinin haberine göre CIA, 20 liderin öldürülmesi için operasyon başlatıyor.

Uzmanlar, Bin Ladin’e yapılan operasyonda birçok hukuksuzluk olmasına rağmen Washington yönetimine yönelik herhangi bir baskı uygulanmadığına ve soruşturma açılamadığına dikkat çektiler. Yeni operasyonların ise benzer bir keyfilikle sürdürüleceği belirtiliyor. CIA’nın Yemen’de operasyon yaptığını açıklayan ABD Savunma Bakanı Panetta, teşkilatın Yemen, Afganistan ve Somali’de el Kaide bahanesi ile yeni operasyonlara hazırlandığını dile getirdi. The New York Times gazetesinin haberine göre, CIA yeni el Kaide üyesi olduğu iddia ettiği kişilere karşı operasyon düzenlemeye hazırlanıyor. Savunma bakanı Panetta, Usame Bin Ladin’in öldürülmesinden sonra örgüt ile bağlantılı olduğu iddia edilen yaklaşık 20 liderini öldürmesi için operasyon başlattığını açıkladı. Hukuksuzluk diz boyu ABD’nin yeni Savunma Bakanı Leon Panetta, el Kaide örgütünün yakında bozguna uğrayacağını iddia etti. 1 Temmuz’da resmen göreve gelmesinden sonra yaptığı ilk ziyaretine eşlik eden gazetecilere, ABD’nin El Kaide’nin lideri Usame Bin Ladin’in öldürülmesinden sonra örgütün ve bağlantılarının geriye kalan yaklaşık 20 liderini yakalaması ya da öldürmesi durumunda örgütü yakında bozguna uğratılabileceğini söyledi. Usame bin Ladin’e düzenlenen ABD operasyonu sonrası yapılan bu açıklama kuşkulara neden oldu. Uzmanlar, Bin Ladin’e yapılan operasyonda birçok hukuksuzluk olmasına rağmen Washington yönetimine yönelik herhangi bir baskı uygulanmadığına ve soruşturma açılamadığına dikkat çektiler. Katliamlar için bahane hazır ABD’nin yeni Savunma Bakanı Leon Panetta, ilk yurt dışı ziyaretini Afganistan’a yaptı. Panetta’nın ilk ziyaretini ABD tarafından işgal edilen Afganistan’a yapması dikkat çekti. Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) eski Başkanı Panetta, Bin Ladin’in ölümünden sonra örgüte azami baskıya devam etmek gerektiğini, bu çabanın sürmesi halinde El Kaide’nin ABD için artık tehdit olamayacağını belirti. Zevahiri ve Evlaki ilk sırada ABD’nin aradığı El Kaide liderlerinin isimlerini açıklamayı reddeden Panetta, ancak iki isme işaret etti. Panetta, El Kaide’nin Yemen kolunun liderlerinden Enver El Evlaki ve Bin Ladin’in yerine geçen Eymen El Zevahiri’nin isimlerini zikrederek, Zevahiri’nin Pakistan’ın aşiret bölgelerinde yaşadığı sandığını, bu ismi Pakistanlıların hedefi olarak görmek istediklerini söyledi. CIA Yemen’de operasyon yapıyor Panetta, Amerikan ordusu ve CIA’in Yemen’de bir dizi operasyon yaptığını da sözlerine ekledi ancak ayrıntılı bilgi vermedi. Leon Panetta, ABD Başkanı Barack Obama’nın, kendisinin de aralarında bulunduğu bazı isimleri Afganistan’la ilgili yeni görevlere getirmesinin bu ülkeyle ilişkilerin daha da iyileşmesini sağlayacağını umduğunu ifade etti.

http://www.milligazete.com.tr/haber/cia-suikast-timi-kuruyor-209028.htm

İlk tur tamam

12 Tem

Güneş Sistemi’nin mavi renkli sekizinci gezegeni Neptün, 23 Eylül 1864’te keşfedildiğinden bu yana güneşin etrafında ilk turunu bugün tamamlıyor.

Neptün’ün güneş turu, 164 dünya yılını aldı. Kendi yörüngesi dikkate alınırsa, Neptün keşfedileli 1 yıl oldu. Astronomlar şimdi bu “dönüm” noktasını kutlayacak. Neptün, deneysel gözlemlerle değil matematiksel tahminlerle bulunan ilk ve tek gezegen.
 

Azerbaycan ’28 Şubat’ını Yaşıyor !

12 Tem

* Başörtülüler devlet hastanelerinde doğum yapamıyor,

* Başörtülü fotoğrafla nüfus cüzdanı alamıyor,

* Trenlere binemiyor

* Devlet okullarında eğitim alamıyor.

Türkiye 28 Şubat sürecini geride bırakırken, Azerbaycan kendi 28 Şubat’ına başlıyor. Ortodoks laik rejimin gittikçe sertleştiği ülkede, bir süredir başörtülüler devlet hastanelerinde doğum yapamıyor, başörtülü fotoğrafla nüfus cüzdanı alamıyor, hatta trenlere bile binemiyordu. Ancak 7 ay önce birdenbire başlayan devlet okullarında başörtüsü yasağı, Müslüman kamuoyunun boykotuna neden oldu. Sokak gösterileri ve gözaltılarla gelişen süreçte son olarak 100 bin imzayı hedefleyen bir protesto kampanyası başlatıldı.

NE KADAR TANIDIK SÖZLER…

Devlet Başkanı İlham Aliyev’in kurmayları tepkilere “Azerbaycan’ın İran olmasına izin vermeyeceğiz” mesajlarıyla yanıt verirken, muhalifler, “Azeri halkının Türkiye’deki başörtüsü mücadelesini yeterince bilmemesinden” şikayet ediyor.

PERDE ARKASINDA İSRAİL ETKİSİ

Başörtüsü eylemlerinin başındaki isimlerden Ilgar Ibrahimoğlu yaşananları “Türkiye’nin acı tecrübelerini yaşamak istemiyoruz” sözleriyle özetliyor. Polisin kötü muamelesinden Aliyev’i soumlu tutmak istemediğini söyleyen Ibrahimoğlu’na göre perde arkasında İsrail var:

“Burada halkımıza AKP’nin başettiği zorlukları anlatıyoruz. Rusya’da başörtüsü yasağının olmadığını anlatıyoruz. Azerbaycan halkı, İslam aleminin parçası olduğunu idrak etmeye başlamıştı. Mavi Marmara’yı, ‘One Minute’ meselesini gördük, hissettik. İsrail’in ülkenin dindarlaşmasından rahatsız olduğunu, bu nedenle hükümeti etkilediğini düşünüyoruz.”

İlahiyatçı Elşad Miri’nin iddiası ise daha çarpıcı. Miri’ye göre Azerbaycan’ın başörtüsü sorunu Bülent Ecevit’in Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun Bakü’yü ziyaretiyle başladı: “Bostancıoğlu’nun Türkiye’ye dönmesinin ardından okullardan başörtülü kızlar toplandı. Ancak tepkiler üzerine geri adım atıldı. Çünkü Azerbaycan’da ateizmden dine dönüş var. Sosyalizm geride bırakıldı ve İslam’ın önü açıldı.”

Sosyalistler de yasağa karşı

Ülkede yasağa karşı çıkanlar muhafazakarlardan ibaret değil. Örneğin Sosyalist gazeteci Memet Süleymanov Süleymanov, “Siz benim ateist olduğuma bakmayın. Bence başörtüsü yasağının hiçbir anlamı yoktur. Kadın isterse başını örtmelidir, okuluna girebilmelidir. Azerbaycan’da İslam devrimi ihtimali yoktur. Aliyev, şeriat tehlikesini gerekçe göstererek iktidarını meşru kılmaya çalışıyor” diyor.

Sosyaldemokrat siyasetçi Zerdüşt Alizade ise daha açık konuşuyor: “Türkiye”de Kemalizm yüzünden insanlar mağdur edilmekteydi, burada Leninizm yüzünen mağdur edilmektedir. Halk, Leninizme dönmek istememektedir. İslamcılar şimdilik siyasette etkin değildir. Ancak gelecekte belli ki iktidara sahip olacaklardır. Aliyev’in geri adım atacağını düşünüyorum. Ama ne kadar kurban verilecek bilemiyorum.”

Öte yandan rejimi yönetenlere göre ‘okullarda üniforma anayasal zorunluluk’; dolayısıyla ‘Azerbaycan’da başörtüsünün yasaklanması sözkonusu değil’.

Azerbaycan Respublikası Dini Kurumlarla İş Üzere Devlet Komitesi (Diyanet İşler Başkanlığı) yaptığı açıklamada “Başörtüsü kamusal alanda serbest değil. Çünkü herkes kanunun talepleri karşısında eşit. Bu durum kasıtlı olarak vicdan özgürlüğüne aykırı gösterilmek isteniyor” sözleriyle uygulamayı savunuyor. Ancak Eğitim Bakanı Mısır Mermedov’un başörtüsü hakkındaki fikirleri çok daha keskin: “Başörtüsü karanlık geçmişin kalıntısıdır. Uygar devletleri örnek almalıyız.”

taraf

http://www.aktifhaber.com/mobi/news_detail.php?id=467088